18 Ocak 2012 Çarşamba

Bir Montessori Seminerinin Ardından

Uzun süredir beklediğimiz seminerimiz Pazar günü gerçekleşti. Keyifli ve bilgilendirici anlatımıyla sevgili Hilal Mutlusoy Öktem’den geriye damağımızda güzel bir tad kaldı. Pazar günü birçok şey konuşuldu. Benim burada yazacaklarım sadece satır başları. Konuşmaya katılıp başka ayrıntılar yakalayanların da düşüncelerini okumak isterim doğrusu:

‘Çocuk kamera gibidir 7 yıl ne çekersen, 77 yıl onu görürsün’ Maria Montessori

-0-6 yaş döneminde zihnimize kazınan bir çok şey gibi dokunma duyusuyla edindiğimiz deneyimler çok önemlidir. Bol bol dokunmasını teşvik etmek, farklı dokuları keşfetmesine fırsat sunmak önemlidir.
-Çocuğun ilk materyalleri elleridir. Diğer nesneleri kullanmayı öğrenmeden önce ellerini ustalıkla kullanmayı öğrenmeleri teşvik edilmeli. Tüm günlük yaşam aktiviteleri bunu destekleyebilir. Birilerine bir şeyi servis etmek, masaya çatal bıçak taşımak gibi. Zaten yaptıkları birçok şeyi bir ritüele çeviren çocuklar için tek tek nesneleri bir yerden bir yere taşımak her zaman keyif vericidir. ‘Hayır, yapamazsın’ gibi cümlelerle sınırlamak yerine sadece güvenli taşıma yolları gösterilmeli. Bir kabı, tabağı v.s. taşırken iki ellerini kullanmaları, makası taşırken uç kısmını ellerinin içinde taşımaları gibi.
-Koku duyularını uyarmak da dokunma duyularını uyarmak kadar önemlidir. İlerde zihinlerinde kalanlar bu duyu organlarıyla keşfettikleri olacaktır.
-Her bir duyu organını aynı anda uyarmaktan çok, ayrı ayrı uyarmak hem daha iyi konsantre olmalarına hem de daha çok içselleştirmelerine fırsat verir.
-Uyaranlarla ilgili sürekli geri bildirim vermektense kendilerinin keşfetmesine izin vermek daha etkilidir.
-Çok fazla uyaran içeren eğitici olduğu varsayılan! bir çok oyuncak yerine evdeki günlük malzemeler çok daha faydalı materyallere dönüşebilir. Oyuncak sayısını sadeleştirmek ve bol uyarandan uzak tutmak daha faydalıdır.
-Televizyon konusunda da önemli uyarılarda bulundu Hilal. Özellikle 0-3 yaş döneminde öncelikle gerçek hayatı algılaması gereken çocuklar, çok fazla ve hareketli uyaranla karşılaştıklarında gerçek hayatta hem konsantre olma güçlüğü çekebiliyor hem de çok çabuk sıkılabiliyorlar. Güzel bir örnek verdi bununla ilgili. Bir çizgi filmde annesiyle pizza yapan bir çocuk pizzanın 3 dakikada piştiğini görüyor. Oysa gerçek hayatta bu mümkün değil! Ama henüz bu ayrımı bilemeyen çocuk hayatı da bu hızda yaşamak isteyebiliyor.
-Herhangi bir şeyi öğretirken öğretilen şeyin mantığını anlamaları için daha görünür kılmak bol bol anlatmaktan çok daha etkilidir. Örneğin, ellerinin kirli olduğunu ve yıkaması gerektiğini anlattığımız bir çocuk, kir görünür bir şey olmadığı için pek de umursamayabilir. Ama musluğun altına bir leğen koyarak kirin burada toplanmasını sağlarsak, görünür bir şey haline gelir ve çocuk açısında anlam kazanır.
- Evin çocuğa göre düzenlenmesinden de uzunca bahsetti. Ben daha önce bundan uzun uzun bahsettiğim için burada girmeyeceğim. Her alanda çocuğa özgü düzenlemeler onu özgürleştirirken aynı zamanda huzurlu olmalarını sağlıyor.
-Montessori’nin sınırsız özgürlük ve disiplinsizlik olmadığını, tam tersi herkesin sınırlarının belli olduğu bir yaşam sağladığını vurguladı.
-Montessori okullarındaki sistemi anlatırken, izlediğimiz video aslında bu düzenlemeyle nasıl çocukların sakin ve uyumlu davranabildiğini gösterdi bize.
-Ve hep benim de vurguladığım, oyun gruplarında da ısrarla söylediğim gibi, sessizliğin onlara ne kadar iyi geldiği ve konsantrasyonlarını arttırdığı gerçeğini bir kez daha gördük.

Hep çevremden duyduğum şey, 'Acaba bu sistem tam olarak uygulanabilir mi?'Hilal’in de dediği gibi her evin, ailenin bir dinamiği var, önemli olan kendi düzeninin içine bu sistemi yerleştirebilmek. Kendini zorlayarak, yapılması gerekiyor düşüncesiyle değil içselleştirerek yapabilmek önemli diye düşünüyorum ben de. Herkesin o günden kendine bir şeyler bulabildiğini umarak, Hilal’e ve zaman ayırıp gelenlere tekrar teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...