24 Aralık 2011 Cumartesi

İstiyor muyum yoksa Yapmalı mıyım?

Hani hepimizin çocukken duyduğu, öğrendiği bazı cümleler, değer yargıları vardır. Çoğu zaman nasıl ve nerede öğrendiğimizi hatırlayamadığımız ama hayatımıza yön veren…Farkında olmadan bir şeyleri yaparken buluruz bazen kendimizi. Bazen yabancılaşırız söylediğimiz şeye, yaptığımız davranışa. Bir yerlerde bir gariplik vardır, bir şeyler bizi rahatsız ediyordur ama nedir bulamayız. İşte bunlar bazen ‘içe aldıklarımız’la ilgilidir. Fark etmeden öğrendiğimiz ama bir türlü içselleştirmediğimiz, özümsemediğimiz değer yargılarıdır bizi rahatsız eden. Değişmesi gerektiğini fark etmeyiz bile çoğu zaman. Ama kemirdikçe kemirir bizi.
Bunlar yıllarca biriktirdiğimiz –meli,-malı cümleleri olarak karşımıza çıkar çoğu zaman. ‘Hep kibar olmalıyım’, ‘İnsanlara her zaman yardım edilmeli’, ‘Yemeğini tabağında bırakmamalısın’. Bazen ise bu kadar net değildir verilen mesaj. İnceden inceye işlenir içimize, anlatılmak istenenler. ‘Falancanın kızı, filancaya böyle yapmış, ahlaksız kız. ’ Ahlak kavramına ilişkin değer yargımız fark etmeden oluşmaya başlar. Bazen ‘iyi ebeveyn’ bazen ‘iyi eş’ olmaya dairdir duyduklarımız. Bazen de yeme alışkanlıklarımız ya da giyim tarzımızla ilgilidir. Çevreden birileri, aile büyükleri, saygı duyduğumuz insanlar biz küçükken dolaylı bir şekilde; yanımızda konuşarak, başkalarından örnek vererek hayata dair birçok konuda ne yapmamız ve ne yapmamamız gerektiği konusunda birçok fikir verir. Gün gelip de yetişkin olunca ortaya çıkar gerçekten içselleştirilen mesajlar ve içe aldığımız ama aslında içimize uymayanlar.

Nasıl ki çiğnemeden yuttuğumuz lokmalar hazımsızlık yapar ise, çiğnemeden yuttuğumuz mesajlar da eğer bünyemize uygun değilse gün gelir bizi rahatsız eder, kişiler arası iletişimimizi sekteye uğratır. Örneğin, senelerce çevresinden aldığı mesaj ‘insanlara her koşulda yardım etmelisin’ olan biri, gün gelip de kendi ihtiyaç ve isteklerini göz ardı etmeye başladığında, her zaman her koşulda başkalarının düşüncelerini ve isteklerini kendi isteklerinin önüne koyduğunda, her zaman ‘evet’ dediğinde kendi içinde bir huzursuzluk yaşamaya başlamışsa , ‘her koşulda yardım et’ mesajı onun için artık işlevsel değil demektir. İçe aldıkları bol olan insanlar çoğu zaman kitap gibi konuşur ve kurallar, değer yargıları konusunda pek az esneklik gösterirler. Çoğunlukla yapılacak, edileceklerle meşgulken isteklerinin pek farkında değildirler. Sorgulamak yerine çoğunlukla olduğu gibi kabul ederler hayatı. Ve içe alınanalar zorlaştırmaya başlar hayatı.

 Oysa çocukken hayatımızı kolaylaştırmıştır içe aldıklarımız çünkü nasıl yiyip içeceğimizi, nasıl yıkanacağımızı, nasıl yürüyüp konuşacağımızı öğrenmemizi ve bu sayede ihtiyaçlarımızı karşılamamızı sağlamıştır. Aynı zamanda çocukken ailemizin ve çevremizin onayını alırız bu sayede. Ama artık bir yetişkin olduğumuzda çocukluk öğretileri işe yaramıyorsa bir dönüp geriye bakmak ve dönüştürmek gerekebilir. Bir çocuğun koşulsuz onaya ihtiyacı olabilir ama bir yetişkin kendi seçimleri sonucunda onay almamayı da göze alabildiği sürece sağlıklı demektir. Öğrendiklerini sorgulayan, içsel süzgeçten geçiren ve gerçekten kendine ait yeni değer yargıları oluşturan bir insan ruhsal açıdan sağlıklı olabilir. Bazen o kadar içimize işlemiz olur ki öğrendiklerimiz, hangi davranış gerçekten bizim seçimimiz hangisi ‘çiğnemeden yuttuğumuz’ anlamak güçleşir. Neyse ki fark etmek için çok önemli bir ipucu vardır elimizde; bir cümleyi ‘yapmalıyım, etmeliyim’ diye mi tamamlıyoruz yoksa ‘istiyorum’ diye mi? İşte cevap burada gizlidir. Fark etmek ilk adım olsa da değiştirmek her zaman çok kolay değildir.  Kim bilir belki yeni yıl içimize dönüp bakmamız, içe aldıklarımızı keşfetmemiz için bir fırsattır. İsteklerinizin zorunlu hissettiklerinizden fazla olduğu bir yıl olması dileğiyle, iyi seneler…



12 Aralık 2011 Pazartesi

ÇOCUK GELİŞİMİ SEMİNERLERİ-1 Evde Montessori Sistemi:“Kendi kendime yapmayı öğrenmeme yardım et”

Uzun zamandır bu seminerin Trabzon'da gerçekleşmesini istiyordum.Montessori sistemini kendi yöneticiliğini yaptığı okulda başarıyla uygulayan Psikolojik Danışman Hilal Mutllusoy Öktem'in konuşmacı olacağı seminerin duyurusunu aşağıda bulabilirsiniz.Hepimiz için keyifli bir sohbetin ve değerli paylaşımların olacağına eminim.Kaçırmayın derim!

ÇOCUK GELİŞİMİ SEMİNERLERİ-1
Evde Montessori Sistemi:“Kendi kendime yapmayı öğrenmeme yardım et”

Bütün çocukların kalbinde yatan istek aslında budur. Günümüz dünyasının aşırı meşgul yetişkinleri olan bizlerse çoğu zaman onun yerine kendimiz yapmayı tercih ederiz. Ona de...neyim yaşatmak için ya vaktimiz yoktur ya da sabrımız. Biz bir an önce sonuca ulaşmak isterken çocukların süreçten keyif aldıklarını unuturuz. Oysaki her işi yetişkinler tarafından yapılan çocuklarda bağımsızlık ve öz disiplin gelişimi engellenir!

Montessori Eğitimi; çocuğun süreci yaşamasına izin verir ve ben kendim yapabilirim duygusunu hissettirir. Tüm dünyada 100 yılı aşkın bir süredir uygulanan ve her geçen gün saygınlığı artan Montessori yöntemini daha yakından tanımak, kendi çocuğunuzla evde yapabileceğiniz uygulama örneklerini görmek ve başka anne-babaların deneyimlerini paylaşmak için Psikolojik Danışman ve Montessori Eğitmeni Hilal Mutlusoy Öktem’in konuşmacı olduğu “Evde Montessori Sistemi” adlı atölye çalışmamıza davetlisiniz.


Yer:

Tevfik Serdar Kültür Merkezi.Maraş cad. No :14 Trabzon
15 Ocak 2012,Pazar-saat:13.00-16.00

Ücret:
30 TL. Tek kişi
50 TL. Eşli katılımlarda
Kayıt ve Bilgi Almak İçin: serragorgun@yahoo.com
0 505 2744636
* Katılım kontenjanla sınırlıdır; kayıt yaptırmak zorunludur.

Hilal Mutlusoy Öktem, Psikolojik Danışman, Montessori Eğitimcisi
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik Psikolojik Danısmanlık bölümünden 1998 yılında mezun olduktan sonra 1999 – 2003 yılları arasında TED Aliağa Koleji İlköğretim Okulu‘nda Psikolojik Danışmanlık yaptı. 2003 – 2008 yılları arasında Amerika Birlesik Devletleri’nde bulundu. Bu sırada Uluslararası Montessori Birliği’nden 3 - 6 yaş Montessori Öğretmenliği ve Okul Direktörlüğü Sertifikası aldı. 2004– 2008 yılları arasında Seattle’da bulunan Montessori Plus Preschool’da çalıştı. Halen Ankara'da yöneticisi olduğu Binbir Çiçek Çocuklar Evi’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Ayrıca İstanbul'da Küçük Kara Balık Çocuk Evi’ne danışmanlık yapmaktadır. Evli ve iki çocuk annesidir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...