2 Mart 2012 Cuma

Anneyim Öyleyse Mükemmel Olmalıyım!

‘Anne dediğin her şeye yetişmeye çalışır’,’Süper güçtür anne, yemez yedirir, giymez giydirir’. Annelikle ilgili kafamızda ne çok imaj var değil mi? Henüz daha çocukken evcilikte ‘annecilik’ oynarken, kız çocuklarının neler yaptığını gözünüzün önüne getirmeye çalışın: yemek yapar, bebeği pışpışlar, yıkar, uyutur. Hayatın provasıdır aslında yaptıkları. Annelerini gözlemlerken ‘kadın olmaya, anne olmaya’ dair zihinlerine kazıdıklarıdır.

Evlenince, bir de çoluk çocuğa karışınca, evcilik oynarken taklit edilen davranışlar bir bir gerçeğe dönüşür. Dönüşür dönüşmesine de gerçek hayat evcilik oynamak gibi değildir. Gerçek hayatta oyun bitince herkes evine dağılmaz, bebekler bir kenara bırakılmaz, hayali yemekler dökülmez. Her gün yeniden ve yeniden aynı tempo devam eder, tüm gerçekliğiyle…

Henüz yeni anne olmuş bir kadın hassastır, alıngandır, hormonlar tepetaklak olmuştur. Kendini tüm evin sorumluluğunu alacak gibi hissetmiyordur belki de. Oysa hamilelik döneminde pompalanan düşünceler tam tersidir: ‘Annelik mükemmel bir duygu’, ‘Bebeğini öyle seveceksin ki dünyadaki hiçbir duyguya benzemeyecek’ ‘Kucağına aldığında tüm sıkıntıların dinecek.’Her ne kadar bu duyguların kişiden kişiye değiştiğini, doğum sonrası hassas bir dönem yaşanabileceğini hatta bunun doğum sonrası depresyona kadar gidebileceğini bilsem de, anne olduğumda bu duyguları hemen yaşayamadığım, ‘kucağıma aldığım anda tüm sıkıntılarım dinmediği’ için kendimi ne kadar kötü hissettiğimi hatırlıyorum. Sıkıntılarım dinememişti çünkü zor bir doğumdan sonra, günlerce yoğun ağrılar duydum. Hissettiğim acı, bebeğime odaklanmamı güçleştiriyordu. Çevremden ise şunu duyuyordum ‘Haydi toparlan artık.’İyi niyetle söylenen bu söz beni daha da zorluyordu. Söylenen ve bilinenlerin aksine birçok kadının benzer şeyler yaşadığını biliyorum.

Bebeğe duyulan sevgi, kurulan bağ düşünülenin aksine bir anda değil çoğunlukla zamanla oluşur. Paylaşımlar arttıkça, hormonlar yatıştıkça, acılar dindikçe….Eğer bu süreçte yardım eden birileri, paylaşımda bulunabileceğiniz bir eş varsa hayat daha da kolaylaşır. Her şeyi ben yapmalıyım, hem işe hem eve hem diğer çocuklara yetişmeliyim düşüncesi bir zaman sonra içinden çıkılmaz bir hale sokar kadını. Tükenmişlik duygusu içinde her şeyi yapmaya çalışırken, hiçbir şey yapmak istemez halde bulabilirsiniz kendinizi. Bir de bu düşünceye eşlik eden beden ağrıları varsa, bir şeyler kötü gidiyor, bir yerlerde bir yanlış var demektir.

İş o noktaya gelmeden önce iyi bir planlama yapmak işe yarayabilir. Gerektiğinde yardım istemek, yapılması gerekenleri bir sıraya koymak, gerçekten gerekli olanlara öncelik vermek iyi olacaktır. Bırakın arada dağınık kalsın eviniz. Gerçekten ihtiyacınız dinlenmek ve belki de bir kahve eşliğinde film izlemek ve yeniden şarj olmaksa, hislerinize kulak verin. Çocuklar ‘mükemmel’ değil, kendilerine güler yüzle yaklaşan, huzurlu anneler görmeyi tercih ederler, emin olun.





2 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş arkadaşım tebrikler..
    Ben de 9 haftalık hamileyim :) çok zor geçiyor, mide bulantılarım özellikle.. bu sıkıntılar nedeniyle anne olacağım duygusuna bile adapte olamıyorum bir de sonrasında depresyon durumu var ne yazık ki, iyice gözüm korkuyor.. Allah herkese kolaylık versin!:)) öptüm seni..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Didemcim,ne güzel bir haber bu,tebrikler.Umarım bulantıların da kısa zamanda sonlanır ve saglıkla bebegine kavusursun.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...